Avrupa’nın nüfusu azalıyor, Danimarka’da artıyor
Avrupa’daki ülkelerin nüfusları değişiyor, bazıları artıyor, bazıları düşüyor. Nüfuslar da yaşlanıyor, bu da Avrupa Birliği’nin stratejik olarak değişen demografiye tepki vermek zorunda olduğu anlamına geliyor.
Onlarca yıllık büyümenin ardından, AB nüfusu son iki yılda özellikle Covid-19 pandemisinin neden olduğu yüz binlerce ölüm nedeniyle azaldı. AB istatistik ofisi Eurostat’tan alınan en son veriler, AB nüfusunun 1 Ocak 2022’de 446,8 milyon olduğunu ve bir önceki yıla göre 172 bin daha az olduğunu gösteriyor. 1 Ocak 2020’de AB’nin nüfusu 447,3 milyondu. Bu eğilimin nedeni, felç edici pandeminin damgasını vurduğu iki yıl olan 2020 ve 2021’de doğumlardan daha fazla ölüm olması ve olumsuz çevresel değişimlerin pozitif net göçten daha etkili olması oldu. Ama ülkeler arasında büyük farklılıklar var. Örneğin sayısal olarak nüfusu en fazla azalan ülke İtalya olurken, Fransa en büyük artışı kaydetti.
Nüfus hangi ülkelerde artıyor?
2021’de AB’de neredeyse 4,1 milyon doğum ve 5,3 milyon ölüm vardı, bu nedenle doğal değişim 1,2 milyon negatifte kaldı.
2021’de 2020’ye göre 113 bin ve 2020’de 2019’a göre 531 bin daha fazla ölüm oldu, doğum sayısı hemen hemen aynı kaldı.
AB’ye gelenlerin sayısından kıtadan ayrılanları çıkarınca net göç, 1,1 milyon oldu. Bu azalan nüfusu telafi etmek için yeterli olmadı.
Ancak 17 ülkede nüfus artışı kaydedildi. 9 ülkede (Belçika, Danimarka, İrlanda, Fransa, Kıbrıs, Lüksemburg, Malta, Hollanda ve İsveç) hem doğal bir artış hem de pozitif net göç yaşadı.
8 AB ülkesinde (Çekya, Almanya, Estonya, İspanya, Litvanya, Avusturya, Portekiz ve Finlandiya), pozitif net göç nedeniyle nüfus artarken, doğal değişim negatifti.
Mutlak olarak en büyük artış Fransa’da oldu (+185 bin 900). En yüksek doğal artış İrlanda’da (1000 kişi başına 5.0) olurken, mevcut nüfusa göre en yüksek büyüme oranı Lüksemburg, İrlanda, Kıbrıs ve Malta’da kaydedildi (tümü 1000 kişi başına 8.0’ın üzerinde).
Toplamda 22 AB üye devleti pozitif net göçe sahipken, Lüksemburg (1000 kişi başına 13.2), Litvanya (12.4) ve Portekiz (9.6) ile listenin başında yer aldı.
Nüfus nerede azalıyor?
Öte yandan, 18 AB ülkesi 2021’de ölümlerin doğumları geçtiği negatif doğal değişim oranları gördü. Bunlardan 11’i nüfusta düşüş kaydetti. Bulgaristan, İtalya, Macaristan, Polonya ve Slovenya’da nüfus, olumsuz bir doğal değişim nedeniyle azalırken, net göç az da olsa pozitifte kaldı.
Hırvatistan, Yunanistan, Letonya, Romanya ve Slovakya’da düşüş hem negatif doğal değişim hem de negatif net göç ile oluştu. Nüfustaki en büyük düşüş, çeyrek milyonu (-253 bin 100) kaybeden İtalya’da rapor edildi. En önemli olumsuz doğal değişim Bulgaristan (1000 kişide -13.1), Letonya (-9.1), Litvanya (-8.7) ve Romanya’da (-8.2) oldu. Orantılı olarak, Hırvatistan ve Bulgaristan en büyük nüfus düşüşünü kaydetti (1000 kişi başına -33.1).
AB demografik değişime nasıl tepki veriyor?
1960 yılında 354,5 milyon olan AB nüfusu 1 Ocak 2022’de 92,3 milyon artarak 446,8 milyona yükseldi. Eurostat’a göre, büyüme 1960’larda yılda yaklaşık 3 milyon kişiydi. 2005 ile 2022 arasında ise yılda ortalama 0,7 milyona geriledi.
Doğal değişim 2011 yılına kadar pozitifteydi ancak net göçün nüfus artışı için temel faktör haline geldiği 2012’de negatife döndü. Ancak, 2020 ve 2021’de bu artık doğal değişimi telafi etmedi ve bir düşüşe yol açtı.
Eurostat, doğurganlık oranı (her kadından doğan toplam çocuk sayısı) düşük kalırsa, nüfusun yaşlanmasıyla birlikte olumsuz doğal değişimin zaman içinde devam etmesinin beklendiğini söylüyor. Bu durum, işgücü piyasasının ve emekli maaşları ve sağlık hizmetleri gibi sosyal güvenlik hizmetlerinin geleceği için sorular ortaya çıkarabilir.
Avrupa Komisyonu, 2019’da yüzde 20,3 olan AB nüfusunun yüzde 30,3’ünün 65 yaş ve üzerinde olacağını ve 2019’daki yüzde 5,8’e kıyasla yüzde 13,2’sinin 80 yaş ve üzerinde olacağını tahmin ediyor.
2016 yılında 19,5 milyon olan uzun süreli bakıma muhtaç insan sayısının 2030 yılında 23,6 milyona ve 2050 yılında 30,5 milyona çıkması bekleniyor. Bununla birlikte, demografik değişim farklı ülkeleri ve genellikle aynı ülke içindeki bölgeleri farklı şekilde etkiliyor.