Çin, ABD’nin Filipinler’deki askeri varlığına karşı
Filipinlerden bir yetkili Çinli diplomatların, Manila’da Filipinli mevkidaşlarıyla gizli görüşmelerde ABD’nin bu ülkedeki askeri varlığının artmasına şiddetle karşı çıktıklarını kendilerine ilettiklerini söyledi.
Yetkili, Çinli diplomatların, bölgedeki yoğun Amerikan-Çin rekabetini gündeme getirdiğini de belirtti.
Toplantılara katılan Filipinli yetkililerden biri, adının açıklanmaması koşuluyla AP’ye verdiği demeçte, görüşmelerin ilk iki gününde Çin’in yoğun itirazlarda bulunduğunu aktardı.
Aynı isim, toplantılar boyunca Filipinli diplomatların Amerikan askeri varlığının genişletilmesine izin verme kararının ulusal çıkarlarına uygun olduğu, Filipinlerin doğal afetlere müdahale kabiliyetini arttıracağı ve bunun Çin’i hedef almadığını söyleyerek cevap verdiğini kaydetti.
Kapalı kapılar ardında gerçekleşen görüşmelere Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Sun Weidong ve Filipinler Dışişleri Müsteşarı Theresa Lazaro liderlik etti.
İki üst düzey diplomatın yanı sıra beraberlerindeki heyetler, ilişkileri genel olarak değerlendiren görüşmeler yürütüyor.
Pekin, Filipinlerin ABD ordusunun varlığını, Tayvan Boğazı’na bakan kuzey bölgesine genişletmesine izin kararını eleştiriyor.
Keza iki ülke suların ısındığı Güney Çin Denizi gibi çetrefilli meselelerde farklı noktalarda duruyor.
Filipinler Dışişleri Bakanlığı’na göre cuma günü yapılacak görüşmeler, tartışmalı su yolunda uzun süredir devam eden toprak kavgalarına odaklanacak.
Şubat başında Filipinler Devlet Başkanı Ferdinand Marcos Jr, Amerikan kuvvetlerinin dönüşümlü olarak dört Filipin askeri kampında daha süresiz olarak konuşlanmasına izin vereceğini açıklamıştı.
Bu üsler, 2014 yılında imzalanan savunma anlaşması kapsamında daha önce belirlenen beş üsse ek olarak kurulacak.
Amerikalıların Filipinlerin batısındaki ada eyaleti Palawan’daki askeri bölgelere de erişebileceklerini dile getiren Marcos, 2014 yılında imzalanan anlaşma kapsamındaki ABD askeri varlığının kıyı savunmasını güçlendirmeyi amaçladığını kaydetmişti.
Palawan, Pekin’in neredeyse tamamında hak iddia ettiği, ancak Birleşmiş Milletler destekli bir tahkim mahkemesinin 2016 yılında, 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi uyarınca tarihi iddianın yasal dayanağı olmadığına hükmettiği, küresel ticaret için önemli bir geçit olan Güney Çin Denizi’ne bakıyor.
Ayrıca Palawan, Antonio Bautista Hava Üssü’ne ev sahipliği yapıyor ve Güney Çin Denizi’ne yakınlığı sebebiyle önem arz ediyor.
Çin ile ABD arasında Güney Çin Denizi’nde savaş gemisi gerginliği
Bu arada ABD donanmasına ait savaş gemisinin Çin’in Güney Çin Denizi’nde egemenlik iddiasında bulunduğu adaların yakınından geçmesi iki ülke arasında askeri gerilime yol açtı.
Çin Halk Kurtuluş Ordusu Güney Cephesi Komutanlığından yapılan açıklamada, ABD donanmasına ait ArleighBurke sınıfı güdümlü füze muhribi USS Milius’un, Çinlilerin “Şişa” olarak adlandırdığı Spartly Adaları yakınında “kara sularına izinsiz olarak girdiği” bildirildi.
Çin deniz ve hava kuvvetlerinin gemiyi uyararak bölgeden “çıkardığı” ifade edilen açıklamada, geminin faaliyetinin barış ve istikrara zarar verdiği belirtilerek Çin ordusunun “daima teyakkuzda olduğu” ve “ulusal egemenliği ve güvenliği korumak için gereken her tedbiri alacağı” kaydedildi.
Bu arada ABD’nin Pasifik’teki 7. Filosu ise, yaptığı açıklamada, Çin ordusunun ABD savaş gemisinin bölgeden çıkardığı iddiasını reddetti.
USS Milius’un, bölgeden çıkarılmadığı, Güney Çin Denizi’nde rutin operasyonunu sürdürdüğünün aktarıldığı açıklamada, “ABD silahlı kuvvetleri, uluslararası hukukun izin verdiği her yerde uçmayı, yelken açmayı ve operasyon yapmayı sürdürecektir.” ifadesine yer verildi.
Güney Çin Denizi’nde kıyıdaş ülkeler arasında egemenlik ihtilafına konu olan Spartly Adaları’nın büyük bölümü Çin’in kontrolünde bulunuyor.
Çin, ilk kez 1947’de yayımladığı haritayla Güney Çin Denizi’nin yüzde 80’inde hak iddiasında bulunuyor.
Deniz altı kaynakları açısından zengin bölgedeki hak iddiaları başta Filipinler olmak üzere Vietnam, Brunei ve Malezya gibi kıyı komşusu ülkelerle egemenlik ihtilafına yol açıyor.
Pekin yönetiminin egemenlik iddialarına dayanarak bölgedeki ihtilaflı adalarda üsler inşa etmesine, askeri kapasitesinin yanı sıra sivil gemi filolarıyla varlık göstermesine, bölge ülkeleri ve ABD karşı çıkıyor.