Ekonomi

Danimarka’daki Türkler dikkat! “Türkiye’de mal varlıkları olanlar ağır cezalar alacak”

OECD üyesi ülkeleri arasında finans bilgilerinin otomatik değişimi anlaşmasının en çok etkileyeceği kesimlerin başında yurtdışında yaşayan Türkler geliyor. Gurbetçileri yakından takip eden isimlere göre hem onlar hem Türkiye bu süreçten zararlı çıkacak
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi ülkeler, 2011 yılında küresel vergi kaçakçılığıyla mücadele anlaşması kapsamında “Finansal Hesap Bilgilerinin Otomatik Değişimi Anlaşması”nı onayladı. Anlaşmanın bir hedefi de kara para aklanmasının ve terörün finansmanının önüne geçilmesi.
OECD üyesi olan ancak aynı zamanda anlaşmaya taraf olan ülkelerde neredeyse 5 milyonu aşkın vatandaşı olan Türkiye, uzun yıllar boyunca alt yapısının bilgi paylaşımına uygun olmadığını ileri sürerek yürürlüğe koymadığı anlaşmayı 31 Aralık 2019 tarihinden itibaren hayata geçirdi.
Buna göre ülkeler anlaşmaya taraf olan diğer ülkelerde ikamet eden kişilere ait hesap bilgilerini vergisel inceleme için elektronik ortamda diğer tarafa gönderecek. Türkiye, Norveç, Letonya,İngiltere, Danimarka, Finlandiya, İsveç, İtalya, Kanada ve Avustralya gibi bazı ülkelerle 2019’a ait bilgileri paylaştı. Ancak 2020 yılındaki bilgi değişimine anlaşmaya taraf ülkelerden Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya ve Fransa’yı almadığını açıklamıştı.
Bu ülkelerin özelliği yurtdışında yaşayan ve halen Türkiye ile bağları süren Türklerin ezici çoğunluğunun buralarda ikamet etmesi. Geçen ağustos ayında basına yansıyan haberlere göre adı geçen ülkelerle ilgili de bilgi paylaşımının başlayacağı duyuruldu. Düzenleme ile farklı ülkelerde ikameti bulunan kişilere ait bilgilerin bankalar kanalıyla Maliye Bakanlığı’na oradan da ilgili ülkenin makamına aktarılması gerekiyor.
Bu bilgileri alan muhatap ülke şayet ülkesinde yaşayan kişinin Türkiye’de mevcut olan hesabına, gelirlerine dair kendisine bildirimde bulunulmadığını tespit ederse vergi kaçırmaktan ceza kesebilecek. Aynı şekilde örneğin Türkiye’de yaşayan bir Alman, Almanya’daki gelirlerine dair beyanda bulunmamış ise o da aynı şekilde Almanya’dan gelen bilgilerle burada ceza alabilecek. Yaşanan gelişmenin yurtdışındaki Türkleri nasıl etkileyeceği konusunda bazı iddialar gündeme getiriliyor.
“Türklere yönelik baskılar artıyor”
Almanya merkezli Türkiye Araştırmalar Kurumu’nun eski başkanı ve Türkiye-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, 27 Ekim 2021 Çarşamba günü kaleme aldığı, “Almanya’da Türklere yönelik baskı her geçen gün artıyor” başlıklı yazısında şu iddiaya yer verdi: “Almanya, teknik olarak Türklere büyük bir baskıya başladı. Özellikle OECD kapsamında imzalanan Karşılıklı Finansal Bilgilerin Otomatik Paylaşımı Anlaşması nedeniyle insanlarımız huzursuz ediliyor. Almanya’da kazançlarını vergilendirdikten sonra Türkiye’ye yatırım yapan insanlarımız takip ediliyor ve içinde yaşadıkları ülkelerin maliyeleri tarafından ikinci defa varlıklarının vergilendirilmesi isteniyor. Bu nedenle birçok Türk iş insanı ve çalışanlar, Almanya’yı terk edip Türkiye’ye dönmek istemekteler, fakat Türkiye’ye geri döndükleri zamanda neler yapabileceklerini bilemiyorlar.”
Şen, “Karşılıklı Bilgilendirme Anlaşması AB-İsviçre-Norveç ve İngiltere’de yaşayan Türklerin başına işler açıyor” başlıklı bugünkü yazısında da “Yalnız Almanya’da yaşayan 3,3 milyon Türkiye kökenlinin Türkiye’deki mevduat hesaplarında 40 milyar euroya yakın paraları ve mal varlığı olduğu tahmin ediliyor. Bu parayı kimse net olarak bilmiyor. Avrupalı Türklerin tamamını dahil ettiğimizde bu paranın daha fazla olduğundan hareket edebiliriz” ifadelerine yer verdi.
“Türkiye’de mal varlıkları olan Türklerin çoğu ağır cezalar alacak”
Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz Şen, OECD anlaşmasının özellikle Almanya’da Türklere yönelik daha sıkı uygulandığını söyledi. “Almanya’daki 3,3 milyon Türkiye kökenlinin acımasızca üstüne gidiliyor” diyen Şen, “Diğer uluslara gösterilmeyen mezalim bize gösteriliyor. Türkiye’de mal varlıkları olan Türklerin çoğu ağır ceza alacaklar. Erdoğan – Merkel görüşmesinde konunun gündeme getirilip, insanlarımıza sahip çıkılması umut ediliyordu maalesef olmadı” şeklinde konuştu.

Bir yanıt yazın