‘Ölecek miyiz baba’: Depremzede çocukların psikolojik durumu nasıl?
Afetler sadece can ve mal kaybı değil kurtulanlar için de psikolojik travmalar yaratıyor.
Fransız haber ajansı AFP’nin depremin özellikle çocuklarda yarattığı psikolojik duruma ilişkin yaptığı çalışmada afetzede ailelerin yaşadıklarından örnekler verildi.
Depremzede Serkan Tatoğlu, çocuklarının kendisine devamlı olarak “Baba, ölecek miyiz?” diye sorduğunu belirtiyor.
Dört çocuğunu da depremden sağ kurtarmayı başaran Tatoğlu’nun 6 yaşındaki kızı, sürekli ona “Ölecek miyiz?” diye sormaya devam ediyor.
Tatoğlu ailesi depremin merkez üssü Kahramanmaraş’ta yaşıyordu. Türkiye’de şu ana kadar tespit edilebilen can kaybı 30 bini geçerken felaket sonrası AFP’ye konuşan Tatoğlu şunları söylüyor:
“Çocuklarım çok kötü şekilde etkilendi bu olaydan. Geniş ailemizden 10 kişiyi kaybettik. Çocuklarım hala bunu bilmiyor, söyleyemedim. En küçük kızım artçılar nedeniyle travmatize olmuş durumda. Sürekli ‘ölecek miyiz baba’ diye sorup duruyor. Ceset görmelerini istemiyorum. Eşimle birlikte onlara sürekli sarılıyoruz. Her şeyin iyi olacağını söylüyoruz.”
25 yaşındaki Hilal Ayar da 7 yaşındaki oğlu Muhammed Emir’in psikolojik sağlığından endişeli. İyi olmadığını ve uyuyamadığını söylüyor.
Kahramanmaraş’a yardım için gelen psikolog doktor Şüeda Deveci, çocuklar kadar travmatize olmuş yetişkinlerle de ilgilendiğini aktarıyor ve şunları anlatıyor:
“Bir anne bana ‘Herkes güçlü ol diyor ama ben hiçbir şey yapabilecek güçte hissetmiyorum kendimi. Çocuklarıma bile bakabilecek güçte hissetmiyorum. Yemek bile yiyemiyorum’ dedi. Özellikle çocuklarla depremi konuşmuyorum. Onlardan hislerini ve içlerinden geçeni kağıda çizmelerini istiyorum. Neyin ne kadar etkilediği zaten bu çizimlerde ortaya çıkıyor.”
Çocuklar yeni durumlara hızlı adapte oluyor
Çocuk hakları uzmanı Esin Koman da “Çocuklar için öncelikli olarak bir yol haritası hazırlanmalı. Çünkü onlar her şeye ebeveynlerinden daha hızlı adapte oluyor. Bu nedenle onların psikolojisi ve durumları ile ilgili adımları hızlı atmamız lazım” diyor.
Gelişmelere ilişkin fikirlerini sosyal medya hesabında paylaşan bir başka psikolog Cihan Çelik de kurtarma sırasında çocukların “Annem nerede, babam nerede, kaçırıyor musunuz beni?” diye sorular sorduklarını belirterek yaşanan travmanın boyutlarına dikkat çekiyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın açıkladığı rakamlara göre şimdiye kadar enkazlardan çıkarılan 574 çocuğun ebeveyni o sırada yoktu. Bunlardan sadece 76’sı daha sonra aile fertlerine kavuştu.
200 kişilik bir gönüllü psikolog, avukat ve doktor grubu felaketin yaşandığı 10 ilde bu iş için merkezler oluşturdu. Amaçları kendi başlarına olan çocukları belirlemek ve onları yeniden aile üyelerinin akrabalarının korumasına kavuşturmak.
Çocuğunu arayan çok sayıda aile var
Bu grubun üyelerinden biri olan Hatice Göz, çalışmalarını Hatay’da yürütüyor ve çok sayıda telefon geldiğini söylüyor zira çocuklarını arayan çok sayıda aile mevcut.
Göz, “Devamlı olarak hastane kayıtlarını ve bize gelen başvuruları karşılaştırıyoruz. Dün baktığımda kayıp çocuk sayısı 180’i bulmuştu. Biz şimdiye kadar sadece 30 çocuğu ailesine kavuşturabildik. Enkazdan çıkarılan çocuklar en yakın hastaneye götürülüyor ve çoğu zaman yanlarında hiçbir aile üyesi olmuyor. Eğer çocuk konuşamayacak durumda oluyorsa ailesi de çocuğu bulamıyor.”