Gündemdeki kraliçe, balayında Türkiye’deydi
Torunlarının “kraliyet” unvanlarını ellerinden alarak dünya gündemine oturan ve bu yıl tahttaki 50. yılını deviren Danimarka Kraliçesi 2. Margrethe, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in ölümüyle Avrupa’nın halen tahtta en uzun süre kalan ismi haline geldi. Erkek vâris olmadığı için babasının yerine “yasa değişikliğiyle” tahtı devralan 2. Margrethe, ülkede monarşiye duyulan ilgiyi artıran kişi olarak da biliniyor.
İRFAN KURTULMUŞ Kopenhag / Asıl adı Margrethe Alexandrine Torhildur Ingrid Oldenburg olan Kraliçe 2. Margrethe, ülke Alman güçleri tarafından işgal edildikten bir hafta sonra, 16 Nisan 1940’da başkent Kopenhag’daki Amalienborg Sarayı’nda doğdu. Bu yüzden Danimarka halkı, her ne kadar tahtın vârisi olmasa da onun doğumunu “bir umut ışığı” olarak kabul etmişti. Zira o doğduğu zaman, kadınların tahtı alması mümkün değildi ve bu pozisyon, normal olarak amcasının hakkıydı.
Alman hanedanı
Danimarka Kralı Frederik IX ve Kraliçe İngrid’in büyük kızı olan 2. Margrethe, Alman kökenli Glücksburg Hanedanı’ndandı. 13 yaşında tahtın vârisi olacağı belirginleşince sarayda özel eğitime alındı. 1959’dan itibaren siyasal bilimler eğitimi aldı. 1965’te London School of Economics’te öğrenimini tamamladı. Londra’dayken hayatını paylaşacağı Fransız diplomatı Kont Henri de Laborde de Monpezat ile tanıştı. 10 Haziran 1967’de evlenen çift, balayı için Türkiye’yi seçmişti. Zira kraliçenin Türkiye’ye olan yakın hislerinde, bunun da etkisi olduğunu kendi sözlerinden öğreniyoruz…
Ciddi bir travma
Babasının yasını bile tutamadan 31 yaşındayken, 1972’de tahta çıkmak zorunda kalan 2. Margrethe için bu olay, ciddi bir travma olmuştu. Kraliçe bir söyleşisinde bunu anlatmıştı: “Babam yılbaşında yaptığı konuşma sonrasında grip olmuştu. Hastaneye götürdüğümüzde kalbi teklemeye başladı. Yeni yıl yemeğinde ailenin reisi olarak babama vekalet etmiştim ve bunun, bir defaya mahsus olmayacağını hissettiğimi hatırlıyorum… Babamı 14 gün sonra kaybettik. Ona hastanede ‘Hoşçakal’ dedikten sonra saraya döndüm. Muhafızlar kraliyet sancağını odama getirdi… Tahta çıkma vakti gelmişti…” 1953’teki anayasal değişiklik sayesinde o gün gözyaşlarıyla balkona çıkan kraliçe, 50 yıldır bu görevi sürdürüyor. Yüzde 45’lerde olan halk desteğini yüzde 80’e kadar çıkaran Kraliçe 2. Margrethe, monarşiye modern bir demokraside yer olmadığı yönündeki algıyı değiştirdi ve kraliyette modernleşme hareketi yürüttü. Ailesi ve halk tarafından “Daisy” lakabıyla anılan kraliçe, aynı zamanda sanat çalışmalarıyla da takdir topladı.
Kocası ve çocuklarıyla ters düştü
2018’de eşini kaybeden 2. Margrethe’in (82) iki vârisi var: Veliaht Prens Frederik ile Prens Joachim. Kraliçe, kraliyet konusunda tavizsiz. Nitekim eşi Prens Henrik’in ölmeden önce kendisine “kral” unvanı verilmesi isteğini reddetmiş, Henrik de cesedinin yakılarak küllerin bir bölümünün denize, diğer bölümünün de saray bahçesine gömülmesini vasiyet etmişti. Kraliçe, hanedanı daraltmaya kısa süre önce ikinci oğlu Prens Joachim’in 4 çocuğunun prens ve prenses unvanlarını ellerinden alarak başladı. Torunlarının, 1 Ocak 2023 itibariyla “Kont” ve “Kontes” olarak anılacaklarına ilişkin karar şok etkisi yaratırken, aile içi çekişme de su yüzüne çıktı. Paris’teki Danimarka Büyükelçiliği’nde “askeri ataşe” olarak görev yapan Joachim, hanedanda kırgınlık olduğunu açığa vurdu. Kraliçenin diğer oğlu Veliaht Prens Frederik de annesi için “Gemiyi paylaşıyoruz. Senin babanı takip ettiğin gibi ben de seni takip ediyorum ve Christian da beni takip edecek. Bu şekilde hayatlarımız örtüşüyor. Ama dümeni sadece sen alıyorsun” demişti. Kraliçe, Joachim’in çocukları için üzgün olduğunu söyledi ama geri adım atmadı… “Kraliyet unvanını taşımak, bir dizi görev gerektirir. Monarşinin geleceği için güvence olarak gördüğüm bu uyarlamayı yapmak istiyorum… Kraliçe olarak kararımı verdim” dedi.